Çarşamba, Eylül 14

O'na

Yol uzun mu uzun bir koridor gibi devam etmekteydi. Gül fidanlığı vardı üzerinde,  içeri bir göz atmak istedim 'daha niceleri var acaba?' diye fakat acelem vardı. Uzun koridoru geçip kocaman bir ormana açılan girişten geçtim. Huzur veren tuhaf bir doğası vardı buranın herşeye rağmen.Bir kolumda ağabeyim bir kolumda babacığım ilerledim. Güven öylesine sarmıştı ki heryanımı, havaya atılıp yere düşmeyeceğini bilip gülmekten kikirdeyen bebek gibiydim. Oyun parkları gördüm içerde ve tamam dedim burda ise sallanırım ben keyfimce kimene...
Sonra kötü kokular aldı herşeyin yerini.Boğazımda kuruluklar başladı. Pembe bir odadan içeri girip bir kaç fanus gördüğümde farkettim ki ben bir hastanedeyim.
Evet ben bir hastanedeyim ve şuan oradan yazıyorum.Fokurdayan fanusların kötü görüntüsüne rağmen ben ritmik bir hal alıp onların bana en sevdiğim şarkıların ritimlerini tutuğuna inanıyorum.Onun elini tutup gözlerine bakıyorum. Buradan birlikte çıkacağımız ve yalancı olmayan bir ormanda hep birlikte piknik yaptığımızı ve bir salıncak kurduğumuzu hayal ediyorum. Acaba çok şey mi istiyorum.En sevdiğim meyveleri  kendi ellerimle ona yedirmek istiyorum.Evet ben onu seviyorum. O hep olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder