Pazartesi, Ağustos 30

BRİDA

Nasıl harika beni benden alan bir romandı o.Brida...
Bir Kahve Dünyası ile başladı maceramız.Birde baktım küçükçük tanıtım kitapçıkları koymuşlar Kahve Dünyası nda masalara.Bir tane kapı verdim tabi benden kaçmaz. Anı hatıra vs diyerekten herkese küçük notlar tutturdum ona ve saklıyorumda hala onemli benim için...Cebe indirdim tabi,meraktan çatlicam ya...Kısa otobus yolculuğumda bana eşilik etti,eve nasıl geldim anlayamadım.Ertesi gün bir Brida sahibi olmuştum bile...
 Nasıl sevilirmiş, tercih neymiş, nasıl olurmuş bana anlattı.Doğru karar insanın kendi içinde yatıyormuş zaten.İnsanın sevdiği insan oyle çok uzaklarda veya yakında olabilirmiş; fakat oyleki daha burnumuzun dibindekini dahi goremeyebiliriz.Veya onu çok yakında arayıp bulamaybiliriz. Ruh eşi denen şeyin inanılmaz ve harkulade olduğunu farkettim.O bambaşka duygu diye içimde farklılaştırıp tatmadığım bir tad olarak kabul ettim.Belkide bende tadarım bu tadı birgün...
Kotu yanı ise her yoldan geçen bi adam hoşuma gidince sol omzunda bir ışık aramam...' ha belkide bu benim ruh eşim ' deyişim... Peki acaba nerelerde benim ruh eşim...Uzak... Yakın...?

Cumartesi, Ağustos 28

Yenilikçi Hayat Adil Ol !...

 İnsan herşeye alışıveriyor hemencecik...
 Mesela yaşadığı yere.Yaşadığı yer ya bu kolay mı? Kolay işte,insan herşeye ama herşeye alışıyor..Diyosun ki yaşadığın yer,yuvan, mahallen burası senin, alıştığın, doğup büyüdüğün yer.Her sabah yüzünü yıkadığın  lavabo,banyo yaptığın duş, yemek yediğin yaptığın mutfak, yattığın yatak, masan, laptopun açısı bile.Herşey ama herşey değişşiyor ya, herşey!.. Ama insan yeni olan herşeye alışıyor hemde çabucak.Daha once senelerce yaşamışsın, o kapı kulplarını tutup odalarda gezinmişsin gibi adeta alışıveriliyor.
 Hayat yeniliklere oğle açık ki insanıda alıştırıp kendi içine çekiyor.Ey hayat adil ol ve herşeyde bir yenilik ver oyleyse bana... Her gün yüzümü yıkadığım lavoba değiştiyse,hayatımda bomboş olan yeride doldur yeniliklerle...

Salı, Ağustos 10

Rüzgar Gülümüsünüz?

 Rüzgar gülümüsünüz? Bir düşünün bakalım... Ben düşünüyorumda, ben rüzgar gülü olabilirim. Tabi hayalimdeki rüzgar gülü gibi.Her kanadı rengarenk olan hani.Nede sevimlilerdir , öğle rengarenk beni benden alırlar drek hayale sokarlar, bıraksalar saatlerce oynarım onunla çocuk gibi.
 Hayale dalıyorum ve drek beynimin hükmüyle kendimi rüzgar gülüne benzetiyorum.Üzerindeki renklere birer duygu yüklüyorum kendimce. Mavi hüzünlerimi, sarı mutluluklarımı, kırmızı, sevgimi, aşkımı,yeşil güveni temsil ediyor. Ve yaşam, yani rüzgar... Rüzgar nereye eserse rüzgar gülüde o yöne dönüyor tıpkı benim gibi hayat nereye götürüyorsa bende oraya sürükleniyorum. Yaşamın etkisiyle ve renklerimle dönüyorum hiç durmadan rüzgarın etkisiyle, bazen yavaş bazen hızlı.
 Şimdi yaşamın renklerinde seni nereye koyabilirim, sen hangi rengim olabilirsin diye düşünüveriyorumda sen benim morumsun..Mor gibi yoğun yaşanıyorsun ve herkesten daha içte duruyorusun en önde göze batar değil, altta bir yerde duruyorsun güvenle ve kararlı bir şekilde.Ortaya çıkarmak istiyorumda o rengi, senden korkuyorum.Ya benim mor rengim olmak istemezsen diye... Şimdi sende düşün bakalım rüzgar gülümüsünüz bayım? Bana bir renk verebilirimsiniz? ...