Pazartesi, Nisan 18

Söylüyorum Ama Duyabilene

 Neyi duymak istediğini bilsem söyleyebilirim belki.Belki söyleyeceğim şeyleri biliyosun bile ama duymak ne işine yaramakta onu bilsem bide...
 Şimdi burdan sana sesleniyorum beni duymayacağını bile bile ama varsın olsun.Boğazımdaki ikinci düğümsün sen benim.İlk düğüm oldukça yutulabilir hazmedilebilir cinsten değildi, ekşi acı bir tadla kaldı boğazımda, sense tadı tuzu olmayan tuaf bişiysin.Ama aynı büyüklükte ikinci olarak takılı kaldın.Duymak istediklerin onceden deyipde şimdi kendime bile soyleyemediklerim.Gerçek mi yalan mı cidden karar veremediklerim.Zorlaman beni! Sorma seviyomusun beni diye.Sorma, konuşma, kalsın aramızdaki hoş sohbet muhabbet.Görmekde isteme beni, gösterme yüz cemalini.Hadi biraz tecaül ü arif de bize.Bilelim seni sevdiğimi beni sevmediğinide, bilmemezlikten gelip bakalım oylece suretlerimize.
Ya da olamayacaksak  bu şekilde birlikte, sen hep geliceksen üzerime üzüceksen beni sözlerinle... Şimdiden çık git ismi gibi olan...Şimdiden çek git de ben tek kalayım çemberin içinde.Evet belki şimdide çemberin içinde değilsin ama yakınlarında çevresinde dolaşmaktan alı koymuyorsun kendini..Ama üzdüğün yeter üzüldüğüm yeter...Mekanınıda dilimide terk eyle de bir gün yüzü göreyim...
 Duy duyabiliyorsan ,söyüyorum ama duyabilene işte...Seviyorum ama seni, sorma söyletme dedirtme kendini...Varsın saklı kalsın bende bildiğin, öğrendiğin iki kelime...Kalsın suretlerimiz baka kala birbirine.İnan böylesi çok daha gerçekce...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder