Cuma, Ekim 15

KIRMIZI!

 Gözlerimi kapadığımda farklılaştı herşey sadece bir kaç saniye. Sonra yanımdaki insana baktım,gerçek olan oydu benimki sadece saniyelerin saçmalamasıydı.
 Gene bir sonbahar, gene bir ekim ayı ve yağmur...Geleneksel olarak tabiki film ekimine gitmemek olurmuydu? Olmaz! Peki kiminle?
 Şakır şakır şakır yağmur sesleriyle ilerledim sabahın erken saatlerinde, boyumca bir şemsiyemse bana eşlik etmeden. Ne var ki hergün yanımda taşımaktan artık sıkıldığım o amaç dışı şeyi isyan ederek taşımaktan Mimar Sinan'a hediye ettim günümüde gördüm.Günüm birden kızardı üzerime bir kırmızılık çöktü birde baktım ki elimde bir kırmızı şemsiye.. Sevindim.
 Sonra öğrencilik görevlerimi kısmen yerine getirerek yürüdüm gittim.Kalabalık sulu bir insan ordusundan sıyrılarak kendiliğinden yukarı tırmanan merdivenler yardımıyla ferah bir düzlüğe çıktım...Sonra ver elini Atlas.
 Ewet Atlas. Emek'in o muhteşem olağanüstü güzellğini ve film keyfini bırakıp kalk git sen oralara.Diyorum ki Film ekimi nin tadı orda çıkar burda değil kendi kendime filme bakarken. Ama değerini bilmeyenlerde var. Gene beynimin içini dolduran onemsiz ayrıntılar. Filmin ortasında kalkıp gitmeler.Güneş Batı da... Yarısından sonrasının noldu hakkında bir bilgim yok.
 Bu seneki film mi? Her ne kadar ismini yansıtmayan bir film olsada Herşey Güzel Olacak demek insana pozitif bir enerji veriyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder