Salı, Eylül 28

Benim Pirinç Tanelerim

 Hayatta korkularda olsa insan mecbur olunca herşeyi yapıyormuş. Bugünde, korksamda ben bunu başardım ve ağlaşıp sızlanmalarımı, uzun sancılı saatlerimi sonlandırdım, hafif sancılarımla.  Önce bir koltuk aradım kendime.Belkide en konforlusunu bulabilirim diyerekten.Neyse buldum bir boş koltuk ve yerime oturdum. Ardından tepemde iki farklı ruh belirdi, kendine özgü bendenlerinin içine girmiş olan.Sonra da anlımın üzerinde hafif beyaz haifif sarı bir ışık belirdi. Sonra mı sonrası demiştim ya hafif sancılarım ve mutlu son.Ağzımda bir karanfil tadı. Ardından neşeyle sancılarımın dinişiyle o koltuktan ayrılışım.Küçükkende  annemden emmediğim sütle çıkan ağzımdaki pirinç tanelerinin acısını bu koltuk gibilerinde gene küçük sancılarla atmışım üzerimden. Şimdiyse bana gene büyüdüğümü acısıyla belirten bu ağrımı, gene o koltuğun bir benzerinde dindirdim.İkisinin arasındaki farkı,kendimdeki mutasyonu gördüm, koltuğum alçaktı ve ışık daha yakındı anlıma.Ağızımın içine giren aletler vede eller küççükken geldiği kadar büyük gelmiyordu artık.
 Ayaklarım beni sonrasında günün diğer önemini hatırlatıcak bir rıhtıma atıverdi gene en sevdikleirmin yanına. Kısa sayılıcak olsada bir dönem için görmediğim ruhları ve o ruhlara ait bedenleri gördüm sarıldım hissettim sevgileri.Mutlu oldum kendimce...
 Hava kararıncaysa yeni haberlerimi almak için geçtim bir teknolojik cihaz karşına...Kolay gelsin bana.Yok vazgeçtim, şans gelsin bana diyelim,  bunu daha çok sevdim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder